Gerçek bir ütopya zamanı

Metis Ajanda 2017 1 Ocak 2017 günü için düştüğü kayıtta aşağıdaki ikinci paragraf (bir cümlecik farkla) var. Evet, 2017 başladı. Maalesef 2016’dan kalan bir günle. Artık olası olanın koordinatları dahilinde bir yol yok. Gerçek bir ütopyanın tam zamanı. Bu ütopya ise bireysel bir çıkışın işaretidir ancak. Umarım toplumsal olarak da içten gelen bir zorundalığa dönüşür. Söz Zizek’te:

Bugünkü durumun tuhaflığını düşünün. Bundan 30-40 yıl önce hâlâ geleceğin ne olacağını tartışıyorduk; komünist mi, faşist mi, kapitalist mi, her neyse. Bugünse artık bunu tartışan yok. Hepimiz sessizce küresel kapitalizmin kalıcı olduğunu kabullendik. Öte yandan, kozmik felaketler bizde bir saplantı halini aldı. Yeryüzündeki yaşamın bir virüs ya da dünyaya çarpacak bir asteroit yüzünden bütünüyle sona ereceğinden korkuyoruz. Asıl paradoks şu ki yeryüzündeki yaşamın nasıl son bulacağını hayalimizde canlandırmak, kapitalizmin mütevazı bir kökten değişim geçireceğini hayalimizde canlandırmaktan çok daha kolay.

Bugün ütopyayı yeniden icat etmeliyiz, ama hangi anlamda? Ütopyanın iki tür sahte anlamı var; birincisi, asla gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz ideal toplum hayal etme nosyonu olarak ütopya. Öbürü de yeni sapkın arzulardan oluşan kapitalist ütopya, ki bu ütopyada, bu yeni ve sapkın arzuları tatmin etmeniz sizden ısrarla rica ediliyor. Gerçek ütopya ise durum çözümsüz olduğunda, yani olası olanın koordinatları dahilinde bir çözüme gitme yolu olmadığında, salt hayatta kalma dürtüsüyle yeni bir alan icat etmek zorunda olmakla ortaya çıkar. Ütopya özgür hayal gücünün bir ürünü değildir, ütopya içten gelen bir zorundalık meselesidir, tek çıkış yolu o olduğu için hayal etmek zorunda kalırsınız, bugün ihtiyacımız olan ütopya işte budur.

Slavoj Zizek, (Belgesel kaydı, ilk paragraf NTV sitesinden ikinci paragraf ise Notos Öykü’den)