Yazmak Üzerine Notlar

Jules Renard’ın Yazmak Üzerine Notlar kitabından kendi yağtığım bir seçkiyi sunmak istiyorum:

İroni insanlığın edebidir. (7)

Akıllı insanla yetenekli insanı karıştırmayalım. (9)

Yalnızlıktan acı çekerken aramak yine yalnızlığı. (16)

Başyapıtları yeniden okuduğumuzu söylememeliyiz, çünkü her zaman onları hiç okumamışız gibi görünür. (26)

Daha okumam gereken tüm kitapları düşününce, hala mutlu olduğumdan kuşkum kalmıyor. (28)

Geçiminizi sağlayın, ama aşırıya kaçmayın. (37)

Bir şeyleri düzeltmek için topluma fazla güvenmeyin: Kendi kendinizi düzeltin. (37)

Okurlara vasat, verimli yanlarımı gösterseydim, bir servetim olurdu. (39)

Yaprağın kendisine yeten bir bağı vardır. Beyin göçebedir. Memleket
diye bir şey yoktur. Olacağa boyun eğen bir kaçış. Herhangi bir yerde olmalı, evrendeki bir nokta bize ayrılmışçasına bir yere yerleşmeye boyun eğmemeli.
Gururlu olmayalım! Açıkça düşünebildiğimiz anda, enayi olduğumuzu görür, kendimize acır dururuz.
Bırakalım kendimizi evrensel savrulma yasasına.
Köyüne büyüteçle bakan insan olmayalım. (43)

Ölüm olağan durumdur. Yaşama aşırı değer veriliyor.(50)

Asla bir şey bilmedim, ne olursa olsun öğrenmekten her zaman zevk aldım. (51)

İnsanın, kendi yanlışlarını düzeltmek için en sık yeniden okuması gereken yazar kendisidir. (51)

Siyaset dünyanın en güzel şeyi olabilirdi: ülkesine hizmet eden bir yurttaş. Ama en aşağılık şeyi. (52)

Çok acele ediyoruz. Ya bir ekici buğdayı hemen bitsin istese, ne deriz? (54)

Bilgisizliğim ile bilgisizliğimi itiraf edişim, işte özgünlüğümün en açık göstergesi. (56)

Tek bir gerçek biliyorum: Yalnızca çalışma mutluluk veriyor. Yalnızca bundan eminim, ama sürekli unutuyorum. (56)

Kitaplar. İlk elli sayfayı okuyup gerisini koparmak yeter. (57)

Bir önyargı aşırılıkla ileri sürülen bir gerçektir. Gerçeklere her yerde rastlanır, ama onlara ne aşırı inanmak, ne de özellikle çok önem vermek gerekir. (59)

Görmesini bilen bir göz için, güzel bir ufukla eski bir ocak arasında büyük bir fark yoktur. (59)

Yazın öyle bir iştir ki, kişi yetenekten payını almamış insanlara yetenekli olduğunu durmaksızın kanıtlamak zorunda kalır. (61)

Kusursuzlaştırmak, belki de yapıtın en güzel bölümlerini çıkarmaktır. (62)

Mutluluk, mutluluğu aramaktır. (64)

Doğru olan şey olsa olsa son olabilir. (64)

Yaşam aşırı kısa görünmesin diye, sıkıntıdan patlamayı bilmeli kişi. (66)

Sözcük yalnız ona verilen yer sayesinde yaşar. (66)

Sıradan bir insan kendini tanımaz. Yüreğine ilişkin hiçbir şey öğrenmeden ölebilir… İnsan bir cep saati gibi aldırışsızdır. (68)

Tanıtım Bülteninden:

Renard’ın günlüğünden damıtılmış; yazma işi, yazma eylemi ve yazarlığın güçlükleri üstüne seçmeler. Bir yazarın yazıya, dolayısıyla kendine bakışına ilişkin, nokta atışlarıyla, deneyimlerle, öğütlerle, ıskalamalarla örülmüş incelikli bir toplam. Alaycı bir gülümseme, dimdik bir duruş…

“Yazarın işi yazmayı öğrenmektir. Ne olursa olsun yalan söylemeyeceğim.

Kendime şu soruları soruyorum: Neyi severim? Neyim? Ne istiyorum? Bunlara içtenlikle yanıt vereceğim, çünkü öncelikle kendimi aydınlatmak istiyorum. Kendimi ne iğrenç, ne de saf biri gibi görüyorum. Gerçekten, kendime büyüteçle bakacağım.”

YUNotlar

Künye

  • Yayınevi: Sel Yayıncılık
  • Baskı: Ağustos 2014
  • Sayfa Sayısı: 63
  • ISBN: 978-975-570-682-5
  • Etiket Fiyatı: 8 TL

http://www.selyayincilik.com/kitaptanitim.asp?kod=1000