Kabul Edilmiş Dualar: Bozulmamış Canavarların Peşinde

“Kabul edilmiş dualar yüzünden, kabul edilmemişlerden daha çok gözyaşı dökülmüştür.”

AZİZE TERESA

“There are more tears shed over answered prayers than over unanswered prayers,”

İlk önce son bölümünü yazmış. Açıklaması: nereye gideceğini bilmek daima güzel bir şeydir. Sonrada bir beş yedi şeklinde karışık yazılmış. Nedeni olayların gerçek olması, böylelikle aklımda tutma sorunum olmuyordu diyor Capote. Ancak Capote’nin ölümünden sonra basılan kitabın üç bölümden oluştuğunu hatırlatayım.

Kitabın bazı bölümlerini 1976’da Esquire dergisinde yayınlar ve yayınlanan bölümler arkadaş çevresinde bomba etkisi yapar. Yazar dışlanır. Önsözde Capote’nin editörü Joseph M. Fox kitabın yazımının bir süre durmuş olmasını buna bağlar. Fox, kitabın adı belli ancak akıbeti meçhul dört bölümünden de bahseder. “Yachts and Things” adlı 6 sayfalık yayınlanmamış bir bölümün New York Halk Kütüphanesi’ndeki Capote’ye ait el yazmaları arasında bulunduğu yönünde bir haber yayınlanmış 2012’de. Vanity Fair’in internet sayfasında[1] bu metne ulaşmak mümkün. Capote’nin son romanı olan eser bir çeşit “posthumous books” örneğidir ve ölümünden sonra basılmıştır.

Kitabın ilk bölümü “Bozulmamış Canavarlar”ın girişinde sekiz yaşında bir çocuğun sözlerini alıntılar: Eğer ben bir şey yapabilseydim gezegenimizin, Dünya’nın merkezine gider, uranyum, yakut, altın aradım. Bozulmamış Canavarları bulurdum. Sonra memleketime dönerdim. Florie Rotando

Capote hemen sonrasında gezegenimizin merkezine gittim diyor. Bozulmamış Canavarları, bozulmuşları gördüm. Bozulmamış çeşitleri çok ender rastlanır şeyler. Capote “ama yapmadığım bir şey varsa” diye ekliyor “memlekete dönmektir.”

Capote pişmanlığını ilk bölümde şöyle ifade eder:

Hayır, o kadar kolay değildi. Boaty zor bir herifti; zevki için gerekirse para verirdi ama bunun için benim öykülerimden birini asla yayınlamazdı. Ona verdiğim iki el yazması için “Bunlar iyi değil,” dedi. “Normalde, yetenekleri senin gibi sınırlı birisini asla cesaretlendirmem. Yapılabilecek en büyük kötülük budur; aslında yeteneği olmayan birini yeteneğinin olduğuna inandırmak. Ama sende bir sözcük duygusu var. Bir karakterizasyon hissi. Belki bundan bir şeyler çıkarılabilir. Eğer bu riske girmek istiyorsan hayatını mahvetme şansını dene. Sana yardım ederim. Ama tavsiye etmem.”

Keşke onu dinleseydim. Keşke tam o zaman ve orada memlekete dönseydim. Ama çok geçti, çünkü Dünya’nın içine doğru yolculuğuma başlamıştım artık. 24

Bu pişmanlıkla kitabın girişindeki epigrafı müthiş şekilde örtüşmektedir.

Kitapta zamanın sosyetesinden çok sayıda kişinin hayatı hakkında gerçekliği sorgulanabilir –okuması bazen iğrenç gelen- öyküler var. Olayların gerçekliği ile ilgili de kitapta ilginç bir gönderme var. Capote bir kitabını Camus’a gönderir. Camus’un kitabı geri yollarken iliştirdiği notta, İngilizcesinin bir hükme varmak için yeterli olmadığını söyleyip, “ama bende, karakter ve gerilim yaratma konusunda bir yeteneğin varlığını hissettiği”ni ifade ediyordu. Ve ekliyordu “Gerçi, bu hikayeleri çok sert ve gerçekdışı buldum. Ama başka materyaller bulursanız lütfen bana gösterin.”

Kitaptan bazı alıntılar:

Emin değilim ama, birisini, ilk düşünceniz ondan sağlayacağınız yararsa, sevmeniz olanaklı mıdır? Çıkar sağlama dürtüsü ve bundan kaynaklanan suçluluk duygusu başka duyguların gelişmesini durdurmaz mı? 32

boyu birkaç santim uzarsa ekmeğinden olacak sirk cüceleri gibi, sıradan halk onu okumaya ve beğenmeye başlarsa prestijinin söneceğinin daima farkındaydı. 28

Kimseye hoşça kal demedim, çekip gittim sadece; ben böyle bir tipim ve bu tiplere hiç de seyrek rastlanmaz; sizin en yakın arkadaşınızdır belki, her gün konuştuğunuz biridir, ama bir gün temas kurmayı ihmal ettiyseniz, eğer siz bana telefon etmediyseniz, o zaman olacağı budur, bir daha hiç konuşmayacağızdır, çünkü ben size asla telefon etmem. Böyle sürüngen kanlı kişiler tanımış ve onları hiç anlayamamıştım, kendim de onlardan biri olmama karşın; 40

Kabul etmem gerekir ki, benim yaşamını oralı bir çalışan kişininki gibi değildi; ama Fransızlar bile Fransa’ya dayanamıyor. Yahut daha doğrusu, ülkelerini çok seviyor, ama vatandaşlarından hoşlanmıyorlar; birbirlerinin başkalarınca paylaşılan günahlarını, yani kuşkuculuğu, cimriliği, kıskançlığı, genel bayağılığı bağışlayamadıklarından. Bir yerden nefret eder hale gelindiğinde, farklı şeyler hissedildiği anları hatırlamak zordur. Ama yine de, çok kısacık bir an için, diğer türlüsünü de gördüm. 41

“Ne istediğimi biliyorum. Ve bu da yetişkin bir insan olmak.”

Collette’in boyalı gözkapakları, büyük, mavi bir kartalın yavaş yavaş çırpılan kanatları gibi inip kalktı. “Ama bu,” dedi, “hiçbirimizin asla olamadığı bir şeydir; yetişkin bir insan olmak. Yoksa sizin kastettiğiniz, çuvala konmuş bir ruhla, bilgelik külü mü sadece? Her türlü haylazlıktan -hasetten, kötülükten, hırstan ve suçtan- arınmış bir şey mi? İmkansız. Voltaire, Voltaire bile, içinde bir çocukla, kıskanç, öfkeli, boyuna parmaklarını koklayan pis bir oğlanla yaşardı. Voltaire o çocuğu mezarına kadar taşıdı, hepimiz öyle yapacağız. Balkonunda Papa . . . İsviçreli muhafızlar arasında güzel bir yüz görmeyi düşlüyor. Ve zarif peruklu bir İngiliz yargıç; bir adamı darağacına yollarken ne düşünür? Adaleti, sonsuzluğu ve olgun meseleleri mi? Yoksa sadece, Jokey Kulüp’e seçilmeyi nasıl becerebileceğini mi düşünüyordur? Elbette, insanların olgun anları, ara sıra rastlanan soylu birkaç an vardır; ve bunların içinde, kesinlikle en önemlisi ölümdür. 51

“Sorun şu: Gerçek, bir yanılsama mıdır, yoksa yanılsama gerçek midir, yoksa bunlar aslında aynı şey midir? Bence, doğru olmadığı sürece, başkalarının benim hakkımda söyleyecekleri hiç umurumda değil.”

“Ve gerçek olan yanılmasa, ha?”

“Hayır, ilki. İkincisi başka bir mesele.” 56

Benim kanımca, pornografi çok yanlış anlaşılmıştır, çünkü seks düşkünü kişiler yaratıp da bunların sokak aralarında dolaşmaya çıkmasına falan yol açmaz; cinsel yönden baskı altında ve karşılık görmeyenler için bir yatıştırıcıdır, çünkü pornografinin amacı mastürbasyona tahrik etmekten başka nedir ki? Ve mastürbasyon, at üretme çiftliklerinde dendiği gibi, ‘kızışmış’ erkekler için kesinlikle daha makbul bir alternatiftir. 57

Yaralı gözler. İncinmiş, aşağılanmış. Dostoyevski okudun mu? Evet, senin raconun olmadığını tahmin ettim. Ama sen onun insanlarından birisin. Aşağılanmış, incinmiş. Ben de öyle; bunun için kendimi senin yanında güvende hissediyorum. 66

Her şey yedi yıl önce, eleştirmenler bana cephe aldığı zaman başladı. Her yazarın bazı hileleri vardır ve eleştirmenler er ya da geç bulur bunları. Bunda bir şey yok; kimliğini açık ettikleri sürece severler seni. Benim hatam, eski hilelerimden bıkıp yenilerini öğrenmemdi. Eleştirmenler buna tahammül edemez; çok yönlülükten hiç hoşlanmazlar; bir yazarın geliştiğini ya da bir şekilde değiştiğini görmekten hoşlanmazlar. 67

Ama bilesin, bir deli doktoruna gittim. İki yıl boyunca her haftanın beş günü bir saate altmış dolar para verdim. O pezevengin tek yaptığı, benim özel işlerime karışmaktı. 67

Bu da benim hayatta duyduğum en acıklı şey. Öldürmek, yok etmek, mutluluğu bulmak için bunlar çok acıklı geliyor bana. 112-113

“Yunanlılar vicdansızdır. Zengin Yunanlılar. Bunların insanlara benzerliği çakalların köpeklere benzerliği gibidir. Çakallar köpeklere benzer; ama köpek değildirler tabii ve-“ 113

Belki daha önce de söylemişimdir, benim yeteneklerimden biri de başaşağı okuyabilmektir; biz, zekasıyla varolmaya çalışanlar acayip beceriler geliştiririz. 123

Psikanalizcilerin niçin yüksek ücret aldığını gayet iyi anlıyorum, çünkü başkalarının rüyalarını dinlemekten daha sıkıcı bir şey olabilir mi? 129

Harika yaratılmış, bir Tanagra heykeli gibi; kadınsı davranmadan kadınsıdır o; tanıdığım, hem dürüst hem de sıcak olabilen çok az insandan biridir; normalde biri ötekini yok eder. 143

En kurnaz suçluların kafasında bile temelde bir aptallık vardır. 152

[1] http://www.vanityfair.com/culture/photos/2012/11/truman-capote-unseen-manuscript-unfinished-novel-answered-prayers

Tanıtım Rehberinden:

Ünlüler ve zenginler arasındaki yaşam hakkında Proustvari bir itiraf…
Truman Capote’nin son romanı, kendisi öldüğünde henüz bitmemişse de, varolan bölümleri zamanın sosyetesinden ve alt tabakasından, yüz kızartıcı bir grup portre sunar.
Anası babası belli olmayan ve erotik zevkin her türlüsünü tadan bir yazarın kariyerinin anlatıldığı Kabul Edilmiş Dualar, Tanca’nın adı kötüye çıkmış bir barından La Cote Basque’daki mükellef bir sofraya, edebiyat salonlarından pahalı genelevlere doğru salınım yapar. Çıkarcı güzel kadınların, sadist kocalarının yanı sıra gerçek yaşamdan gelen karakterleri de kapsar. Hepsinden öte, bu hain ve tuhaf kitap Capote’nim en acımasız gözlemciliğini ve çok tehlikeli zekasını sergiliyor bize.

capote

 

  • Yayınevi: Sel Yayıncılık
  • Özgün adı: Answered Prayers
  • Çevirmen: Süha Sertabiboğlu
  • Baskı: 1. basım 2008
  • Sayfa Sayısı: 167
  • Etiket Fiyatı: 12 TL